-
1 dış piyasa
вне́шний ры́нок -
2 dış piyasa
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dış piyasa
-
3 piyasa
1) ры́нокpiyasadan çekilmek — исче́знуть с ры́нка ( о товарах)
piyasaya çıkarmak — вы́бросить на ры́нок
dış piyasa — вне́шний ры́нок
dünya piyasası — мирово́й ры́нок
iç piyasa — вну́тренний ры́нок
2) ры́ночная цена́, курс дняbugün piyasa yükseldi — сего́дня це́ны на ры́нке подняли́сь
resmî piyasa — официа́льный курс на ры́нке
3) прогу́лкаpiyasa etmek / yapmak — гуля́ть, прогу́ливаться
akşam piyasasını yapardım — я соверша́л вече́рнюю прогу́лку
4) разг. пло́щадь•• -
4 piyasa
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > piyasa
-
5 dış
1.1) вне́шняя (нару́жная) сторона́ (чего-л.), вне́шний (нару́жный) вид (чего-л.)dışı beyaz, içi sarı — снару́жи бе́лый, внутри́ жёлтый
dışına çıkmak — а) вы́йти за ра́мки чего; б) вы́йти нару́жу
yetkisinin dışma çıkmak — превыша́ть [свои́] полномо́чия
2) вне́шность, нару́жность (чего-л.)3) разг. заграни́цаdışa satım — э́кспорт, вы́воз
yurt dışına çıkanlar — отъезжа́ющие за грани́цу
2.1) вне́шний в разн. знач.; нару́жный; а) нару́жная дверь; б) пара́дная дверь (дома, квартиры)2) вне́шний, иностра́нныйdış memleketler — зарубе́жные стра́ны
dış siyaset — вне́шняя поли́тика
dış ti caret — вне́шняя торго́вля
dış yatırım — вне́шние капиталовложе́ния, инвести́ция
3.akıl dışı — неразу́мный
edep dışı — неприли́чный, недозво́ленный
evlilik dışı — внебра́чный
kanun dışı etmek — поста́вить вне зако́на, объяви́ть вне зако́на
mantık dışı — нелоги́чный
memleket dışı haklar — экстерриториа́льные права́, экстерриториа́льность
mesai dışı çalıştırmak — заставля́ть рабо́тать сверхуро́чно
◊
-ın dışında — а) вне (чего-л.); за, за преде́лами (чего-л.); б) за исключе́нием, кро́ме (кого-чего-л)◊
iş hayatının dışında — вне рабо́ты◊
rekabetin dışında — вне конкуре́нции◊
şehir dışında — за преде́лами го́рода, за го́родом
См. также в других словарях:
dış piyasa — is., ekon. Başka ülkelerde oluşan ve var olan alışverişe dayalı ticaret imkânı … Çağatay Osmanlı Sözlük
piyasa — is., İt. piazza 1) Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar Şimdi de pazar, piyasa yerlerinde, mahalle dolaylarında tanır, sayarlar. M. Ş. Esendal 2) Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme Kahvenin önünden dört beş kere daha geçer … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Istanbul — City Top: Topkapı Palace – Hagia Sophia – Blue Mosque Center: Beyoğlu; … Wikipedia
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiyat — is., Ar. fīˀāt 1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım. Ö. Seyfettin 2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı 3) ekon. Bir değer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pazarlama — is. 1) Pazarlamak işi 2) tic. Bir ürünün, bir malın, bir hizmetin satışını geliştirmek amacıyla tanıtmayı, paketlemeyi, satış elemanlarının yetişmesini, piyasa gereksinimlerini belirlemeyi ve karşılamayı içeren etkinliklerin bütünü Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük